İnsanlar inanmak kavramını sadece “Yaratıcı” gözüyle bakarlar. Ancak bu buzun sadece görünen küçük bir kısmı. Daha o kadar çok inanabileceğin şey var ki. Senin varlığın bile ancak inanma ile olan bir şey. Biz inanmak için buradayız ve inandığımız için hala buradayız.
Suyun yüz derecede kaynaması, Dünya’nın düz veya geoit olduğuna, bizimle iletişim kuran diğer insanların gerçek olduğuna veya görebildiğimize, duyabildiğimize inanmak...
Gerçekten de bunun doğru olduğunu biliyor musun? Kanıtların mı var? O kanıtların bilimsel mi? Gerçekten de bilimin doğru olduğunu biliyor musun peki?
Basitçe cevap hayır. :)
Gözünle mi gördün? Gözlerinin gördüğünü nasıl biliyorsun? Dahası gözlerinin olduğunu nasıl biliyorsun?
Bunu istediğim kadar devam ettirebilirim. Duraksayabileceğim bir son yok. Çünkü inanmadığın zaman bir hiçsin ve hiçliğin bir sonu yoktur. Hiçlik en başından beri var olduğunu “söyleyebileceğim” tek şey.
İnandığın zaman yoluna devam edersin ve tekrar, tekrar, tekrar... Bu sonsuza kadar devam eder. Döngü gibi aynı şeyleri sürekli tekrarlar ancak hiçlik hiçbir zaman tekrarlamaz aynı hizada ilerler asla geriye dair bir adım atmaz. Geriye gidemezsin, sadece bakabilirsin. İnanmadığın zaman da bu olur. Aynı hizada ilerlersin, belki de yanılan benimdir kim bilir? :)
Comments
Displaying 0 of 0 comments ( View all | Add Comment )