Ne Kadar Emin?
Yaşamımızda belli bir bilince ulaşabildiğimizde,ki bence bunun kesin bir yaşı yoktur aksine bazı insanlar çok küçük yaşta hayatın gerçekleriyle yüzleşip kendileri için en iyi hale getirmeye karar verebilmişken bazıları ise ölene kadar anlık zevklerle,sürü psikolojisiyle ve kendini tanımaktan aciz olarak hayatını harcayıp bitirir,kendimizi ait hissedeceğimiz bizim için en iyi olan geleceğin peşinden koşarız.Benim fikrimce bu amansız,engellerle ve kararasızlıklarla dolu bu koşu,hayatımı otomatik pilotta bitirmekten çok daha caziptir.Peki geleceğimizi nasıl seçebiliriz?Yaşadığım ülke böyle büyük kararları henüz çok küçükken almanızı istemekle kalmayıp üstüne size skala olarak daracık bir olan seçenekler sunuyor.Ki bakıldığında bu seçenekler verildiğinden,göründüğünden bile daha az çünkü ülkemin bu zamanlarında sadece belli birkaç meslek hak ettiği maaşı almakta.Tanıdık olmak,ellerinin uzanması istenilen siyasi ve dini görüşe sahip olmak en iyi kazandıran mesleklerdendir.Ek olarak da tıp bölümleri denilebilir.Bunların dışında bir gelecek seçimi sizi burda tatmin etmeyecektir,çünkü yıllardır okuyup emek vermenizin aksine aldığınız karşılığı parmağını kıpırdatmadan da alanlar olacaklardır veya bir telefon açan ya da kasiyerlik yapan.Tarihimi ve atalarıma saygım sonsuz olsa da şuanı ve kendimi,geleceğimi baza aldığımda burda kalmak istemediğimi biliyorum.Kararsızlıklarımdan biri değildir yani bu.Peki daha ileriye bakarsak:tamam burda kalmayacağım ama nereye gideceğim?ilgim olsan ülkeler öyle çoktur ki eskiden her ay başka bir dil öğrenmeye kalkışırdım,ya da bölüm konusu,dil bölümü mezunu olarak veriklen seçenekler zaten sınırlı olsa da farklı bir bölümü okumak,yüksek lisans yapıp dil dışında da bir bölümü çalışma imkanım olduğunu biliyorum,ve bunda hala bir karara varmadım.Hiçbir şeyi sevmiyorum değil,yapmak istediğim çok şey var veya yapılması zor veya kolay olan bölümler var o yüzden işte bu konu geleceğim hakkımda kararsız kaldığım konulardan bir diğeriydi.Sadece gelecek değil,birço konuda çok kararsız kalan bir insanım,bir kez yaşıyorum en iyisini en mutlu olacağımı seçmek için çok zaman harcarım ve seçerim ama iki hafta sonra diğer seçeneklerle daha mutlu olma ihtimali aklımı karıştırır ve sonu olmayan bir döngüye girerim.Tarzım,görünüşüm,odamın dekorasyonu,okuyacağım bölüm,yaşayacağım ülke,alacağım ayakkabı....Hayatımı sorgulayıp aydın ve bilinçli bir şeklilde yaşayıp günlerime kıymet vermemin dışında bir kez yaşamayı gözümde fazla büyüttüğümden midir veya,ki daha muhtemel olan,ilerde pişmanlık duyacağım bir seçim yapmaktan korktuğum için hatta ödüm patladığı için,daha mutlu olabileceğim seçeneği reddetmekten,kararlar almam çok zor olurdu.Fakat bu durum beni çoğu kez sıksa da anca şu günlerde kafama birkaç şeyi dank ettirdi.Fazla düşünmek vakit kaybı getiriyor çünkü adım atamıyorum veya attıktan sonra fikrim değiştiği için sanki sıfırdan değil eksiden başlıyorum ve bu hep böyle bitmeyen bir paradoksu getiriyor yanında.Ama ne kadar düşünsem de ve buna verdiğim önemi anlayabilsem de yine de atladığım şeyler vardı ve bunları yeni yeni fark ediyorum.Arasında kaldığım seçeneklerin arasında dağlar olmadı hiçibir zaman,burda bahsettiğim şey seçeneklerin birbirine benzemesi değil.onlar gerçekleştiğinde yaşayacağım hisler.Zaten sevmediğim bir seçeneği kafamda tutup kararsız kalmam,bu demek oluyor ki hayatım boyunca kendimi seçim yapmaya zorladığım şeylerin hepsini zaten en başta seviyorum ve mutlu oluyorum.A da yaşansa b de yaşansa mutlu olacağım çünkü ikisi de ilgi alanıma giriyor.Aslında bu küçük,önemsiz gibi duran bakış açısı beni tamamen değşitirecek türden.Tüm kararsızlıklarımı çözecek ve düşünmek yerine adım atmamı sağlayacak bir düşünce şekli.O yüzden sonunda,uzun zaman geçse bile bu fikre kavuştuğumdan memnunum.Gerisi ise basitleştirmekten geçiyor,içinden ne geçiyor?Yazı tura attığında para havadayken hangisinin gelmesini umuyorsun?Ya da para düştüğünde gördüğün sonuç bir saniyeliğine bile olsa seni hayal kırıklığına uğratıyor mu?o zaman seçmen gereken yol açıktır,daha fazla kurcalamak hiçbir işe yaramıyor bunu çok kez tecrübeledim.Birden fazla bölümü okumak istemek birden fazla ülkede yaşamak istemek normaldir,renkli ve ilgi alanları geniş biriyseniz bu gibi bi sorunla karşılaşabilirsiniz yapmanız gereken sadece ilk başta ikisinin de yapılabilir olup olmadığına bakmak.Ne kadar hayalperest ve istersek her şeyi yapabiliriz kafasında bir insan olsamda hayatın bazı zamanlarında benim bile gerçekçi düşünmem gerekiyor en azından para gibi konular için,yanlış anlaşılmasın sırf param beni geri çekiyor diye asla bir seçeneği elemem,gider on farklı yerde on farklı iş yaparım ama o seçeneği seçerim,Daha sonrasında ise zaten arasında kaldığınız seçenekler sevdiğiniz şeyler olduğu için çok düşünmenize gerek kalmadan içinizden geleni duyup ona kulak vermelisiniz çünkü daha çok araştırma,daha çok düşünmek sizi daha da karmaşaya sürükleyebilir o yüzden bazen kalbinizi dinlemeniz derin derin düşünmenizden daha iyi gelecektir.Seçimi yaptıktan sonra da arkanıza bakmadan devam edebilmelisiniz,şüpheye düşebilirsiniz ama o kararı seçen de sizdiniz o yüzden o zamanki kendinize güvenmelisiniz ama içinizde ciddi bir rahatsızlık,pişmanlık varsa aslında bu seçeneği istemedğiniz kanaatine ulaşıp yolu uzatmadan geri dönebilirsiniz,o yüzden seçim yaptıktan sonra kendinizi,duygularınızı yorumlayabilmek önemlidir,her şüphe duyduğunuzda başa saramazsanız çünkü istediğim şeyi seçsem bile şüphe duyduğum zamanlar oldu ve başa sardım ama ne komiktir ki aynı seçeneğe yine dönüp yine başa sarmam yedi kez yaşanmıştır.yani demek istediğim istemediğiniz içinşzden gelmeyen bir seçeneği seçtiğinizide onu zaten anlayacaksınız şüphenin yanında gelen zevk alamama ve huzursuzluk ve kendini zorlama hissiyatı,ama eğer bir yola girdiniz bir süre sonra şüphe yalnız başına,arkadaşları olmadan sizi ziyaret ederse korkmayın,yapmanız gereken şey şüpheyi ağırlayıp ona bu yolunuzdan memnun olduğunuzu göstermektir.
İnsanoğlu en zeki canlı olsa da gelecek ve seçimler konusunda nokta atışı yapacak kadar iyi değiliz.Yukarda anlattığım her şeyi yaşayıp bundan ders çıkarıp doğru olanı yapınca bile hayat bize her zaman planladığımız gibi gelmez yani belki seçtiğiniz geleceği kazanacaksınız ama mutlu olmayacaksınız ve o bölümün size göre olmadığını anlayacaksınız.ama bunları anca yaşandığı zaman fark edebiliriz.O yüzden bizim yeteneklerimizin içine girmeyen konularda çok düşünmek bizi yerimizde saydırır,bazen o yolda iyi olup olmayacağımızı denemeden fark edemeyiz.Mağazada gördüğümüz elbiseyi beğenmeyip annemizin hatrına denedikten sonra üstümüzde gördüğümüzde gözümüze aslında güzel gelmesi,denemekten korktuğumuz bir şeyi yapınca aslında korkulcak çok da bir şey olmadığını fark etmemiz gibi.o yüzden biz insanlar karar verirken önce sevdiğimiz seçenekleri bırakıp diğerlerini eleyerek ,sonra ne kadar yapılabilir ve yararlı olduğuna bakarak arından da içimizden geçeni çok düşünmeden seçip o yolda ilerleyip kendimizi ve hislerimizi gerçekten istediğimiz bir şeyi mi yapıyoruz diye kontrol etmeliyiz gerekirse geri dönmeliyiz ama gelen arsız şüphelere de çok kulak asmadan devam edip bu yolu seçen kendimize ve gelecekte bu yolun getireceği şeylerle uğraşacak olan kendimize de güvenip devam etmeliyiz.Cahil kalmıyorum,okuyorumiyazıyorum,dinliyorum,düşünüyorum ama her şeyi bilmiyorum geleceği bilmiyorum ve bilemeyeceğim.İnsan sen ne cahil olabilirsin ne de tanrı.
Comments
Displaying 0 of 0 comments ( View all | Add Comment )